Eskişehir askeri cezaevinde tutuklu bulunan vicdani retçi Enver Aydemir’le dayanışma amacıyla Taksim tramvay durağında buluşan anti-militaristler, anarşistler, müslümanlar ve sosyalistlerden oluşan grup Galatasaray lisesi önüne kadar yürüdü. Yürüyüşte 30 yıldır devlet tarafından sürdürülen kirli savaş politikaları ve militarizmin görünen yüzü , atılan sloganlar ve yapılan konuşmalar ile teşhir edildi. Galatasaray lisesi önünde son bulan yürüyüşün ardından gerçekleştirilen basın açıklamasında ;
Devletin 14 yıldır vicdani retcilere ve şuan Enver Aydemir’e uygulamakta olduğu baskı sindirme ve sistematik işkence politikalarına dikkat çekildi. Basın açıklaması sonrasında tutuklu vicdani redci Enver Aydemir’e destek için mektup ve kart atma eylemi gerçekleştirildi.
Eylemde okunan basın metni aşşağıdadır.
Vicdani retçiler bu ülkede 14 yıldır tutuklanma tehditi ya da bizzat tutuklanmakla yüzyüzedirler. Savaşkarşıtı-antimilitarıst kampanya ve örgütlenmelerin ortaya çıkmaya başladığı ve yoğunlaştığı 90′lı yıllardan itibaren savaş karşıtı faaliyetlerden dolayı birçok kişi onlarca defa gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı ve hapis cezalarına maruz kaldılar. Bunların sonuncusu 17 gündür tutuklu olan vicdani retçi Enver Aydemir’dir. Tutuklanışından sonra cezaevi komutanı, askeri personel, kışkırtılmış tutuklu ve mahkumlar tarafından falakaya yatırmak, toplu olarak dövmek, soğukta çıplak bırakmak şeklinde işkencelere maruz bırakılan ve başvurulara rağmen Adli Tıp’a gönderilmeyen Aydemir ilk tutuklanışında şu açıklamayı yapmıştı: “Ben Enver Aydemir, 24.07.2007 tarihinde zorla askerlik yaptırılmak üzere evimden alınarak Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugayına getirildim. Burada, beni oraya getiren yetkililere TSK Seçkinlerinin laik değerlere dayanarak dini inançlarıma karşı hasmane duygular beslediğini bu yüzden laik bir ülkede askerlik yapmayacağımı ve böyle bir düzenin asla ve asla bir neferi olmayacağımı beyan ettim. Bilecik’te kaldığım süre içerisinde bu yaklaşımımın ne kadar doğru bir yaklaşım olduğunu, 2 gün sonra beni görmeye gelen annemin ve eşimin başörtülü olması gerekçe gösterilerek nizamiye kapısından geri döndürüldüğünde daha iyi anladım. Hayattaki en önemli değeri inançları olan birisi olarak, özellikle T.S.K Seçkinlerinin İslami değerlere karşı gösterdiği bu tutumu kabul etmem mümkün değildir. Tüm bu sebeplerden dolayı vicdani reddimi açıkladım. Müslümanların en temel inançlarını bile bu kadar açık bir şekilde tahkir eden bir kurumda benim yer almam söz konusu olamaz. Yaklaşık 2 ay tutuklu kalan Aydemir’e 4.10.2007 tarihinde mevcutsuz olarak birliğine gitmesi bildirilmiş ve serbest bırakılmıştı. Vicdani ret tavrını sürdüreceğini belirterek askeri birliğe gitmeyen Enver Aydemir, aradan 2 yıl geçtikten sonra yeniden tutuklandı. Hem de konuşmacı olarak çağrılı olduğu bir vicdani ret kongresine giderken. Savaş karşıtı faaliyetlerin ve vicdani ret açıklamalarının yoğunlaştığı dönemlerde aktivistler ve vicdani retçiler hakkında davalar açılır ve tutuklanırlar Türkiye’de. Ve son olarak Enver’in örneğinde de görüldüğü gibi, komutanları ve kışkırtılmış mahkumlarıyla birlikte tutuklanan retçilere saldırılır, işkence yapılır, linç girişimlerinde bulunulur. Kuruluşundan beri kendisine biat etmeyen çeşitli toplum kesimlerini ve bireyleri hedef gösteren, aşağılayan, hakaret eden, cezalandıran bir devletin
ve kendisini onun kurucusu olarak gösteren bir ordunun, başka türlü davranması sürpriz olurdu. Ayrıcalıkları yasalarla açık bir şekilde güvence altına alınmış tek kesim olan ordu, ayrıcalıklarının ve tahakkümününün sorgulanmasından, bunlara direnilmesinden rahatsız oldu ve aramızdan birini tutuklayarak bizi tehdit ediyor bir defa daha.Bu ülkede yaşayan insanların başına gelen birçok musibetlerden sorumlu olan militarist aygıt, kendisinin de yazılmasından sorumlu olduğu ve hepimize dayattığı yasalarla bile bağlı saymıyor kendini. Birkaç darbeden ve birçok darbe girişiminden bizzat sorumlu olan, savaş perdesi arkasında yoğun bir şekilde insan hakları ihlallerine neden olan, kurduğu gizli birimlerle binlerce faili meçhul cinayete imza atan, kendisine hesap sorulmamasının rahatlığı içerisinde hareket eden bir kurumdur ordu. İşte bunun rahatlığıyla Enver’e işkence yapabilmektedir. Her tutuklanan retçi, tavrının ve direnişinin yanısıra politik görüşleri, ahlaki ilkeleri, dini inançları, cinsel tercih ve yönelimleri dolayısıyla katmerli olarak hakarete uğradı, işkence ve kötü muamele gördü. Muhatap olduğumuz kurum, kendi yasalarında en ağır suçlar arasında sayılan anayasal düzeni zorla ve silah yoluyla değiştirme suçunu defalarca işlemiş ya da buna teşebbüs etmiş olduğu halde, yargılanmamanın sağladığı pervasızlıkla bu faaliyetlerine devam ediyor. Ama vicdani retçilerin ve antimilitaristlerin direnişini kıramadılar, kıramayacaklar. İnsanlar, silahlarını ve zulmünü kendi halkına yöneltmiş bir kurumun yaymaya çalıştığı dehşetin karşısında sessiz ve tavırsız kalmıyorlar. Tarihteki en büyük organize suç örgütü olan orduya direniş artıyor. Onun en temel faaliyeti ve suçlarının gerçekleştiği alan olan savaşı sorguluyor ve ve karşı duruyorlar. Şimdi bu direnişin en uç noktasında Enver Aydemir duruyor. Kendisine yapılan işkence ve kötü muamelelere rağmen direneceğini, vicdani ret tavrını sürdüreceğini beyan ediyor. Sadece kendisine değil, bütün bir halka karşı hasmane duygular içerisinde olan kurumun hapishanesinde yapıyor bunu. Hepimizin ve tabi ki Enver’in özgürlüğü için, direnmeye devam edeceğiz. Çünkü;
BİRİMİZ BİLE ÖZGÜR DEĞİLSE, HEPİMİZ TUTSAĞIZ!
Vicdani Retçi Enver Aydemir’le Dayanışma İnisiyatifi